-
1 bir yana
-
2 bir yana
adv. away* * *1. except for the fact that 2. except that -
3 bir yana at
scrap (v.) -
4 bir yana
aside -
5 bir yana doğru
aslant -
6 bir yana bırakmak
v. put up -
7 uçağın bir yana yatması
n. bank -
8 şaka bir yana
interj. joking apart -
9 gururunu bir yana bırakmak
to swallow one's pride -
10 şaka bir yana
joking apart -
11 bir o yana bir bu yana
adv. backwards and forwards* * *backward and forward -
12 bir yandan öbür yana geçirmek
зэпырыщынМалый турецко-адыгский словарь > bir yandan öbür yana geçirmek
-
13 bu yana
bir o yana, bir \bu yana hin und herçocukluğumdan \bu yana von meiner Kindheit her, seit meiner Kindheit -
14 salınmak
1. ترجرج [تَرَجْرَجَ]2. ترنح [تَرَنُّح]3. ترنح [ترنَّحَ]4. تغايد [تَغَايَدَ]5. تمايح [تَمَايَحَ]6. تميح [تَمَيَّحَ]7. تهادى [تَهَادَى]8. ماد [مادَ] -
15 meyilli
1. مائل [مائِل]Anlamı: bir yana eğimi olan, eğik2. متحدر [مُتَحَدِّر]Anlamı: bir yana eğimi olan, eğik3. منحدر [مُنْحَدَر]Anlamı: bir yana eğimi olan, eğik4. منحدر [مُنْحَدِر]Anlamı: bir yana eğimi olan, eğik -
16 yan
1. subst und adj Seite f; MIL Flanke f; Profil n; MATH Glied n (einer Gleichung); Seiten- (Tür); Neben- (Ausgang, Satz); sekundär (z.B. Ziel);öte yandan andererseits;yan bakış scheele(r) Blick;yan bakmak scheel blicken; etwas im Schilde führen;-de yan basmak sich täuschen in D;yan çizmek sich drücken vor D;yan etki MED Nebenwirkung f;yan iş Nebenbeschäftigung f;yan gelir Nebenverdienst m;yan gelmek schwelgen, in Freuden leben;yan gözle mit scheelem Blick;yan hakemi SPORT Linienrichter m;yan ödeme Zulage f (zum Gehalt);yan sanayi Zulieferindustrie f;yan sokak Seitenstraße f;yan yan von der Seite, schief, scheel;yan yana nebeneinander;yan yatmak sich krümmen, sich neigen, sich zur Seite neigen;-in yanı sıra (zusammen) mit D; neben D; parallel zu2. postpos -den yana wegen G; für A;benden yana meinetwegen;… bir yana abgesehen von D;bu yana hierher, auf diese Seite;-den bu yana von … bis jetzt;-den yana çıkmak zu jemandem halten;-den yana olmak für jemanden sein; sich einsetzen für;yanımdan git! geh weg von mir!;-in yanında olmak (dabei) haben: saatiniz yanınızda mı? haben Sie Ihre Uhr bei sich?;yanına bırakmamak (oder komamak) nicht ungestraft lassen;bunu yanına koymam das werde ich ihm nie vergessen;yanına kalmak straflos ausgehen2. Ortssubstantiv -in yanına neben A; zu A; an A heran;yanında neben D; bei D;yanından von D weg; von D her; weg von D;(onun) yanına oturduk wir setzten uns neben ihn -
17 sen
тыsen bilirsin — тебе́ видне́й, де́ло твоё, тебе́ лу́чше знать
◊
sen bir yana dünya bir yana — ты мне доро́же всего́ на све́те -
18 yamuk
1. مائل [مائِل]Anlamı: bir yana doğru eğik olan2. منحرف [مُنْحَرِف]Anlamı: bir yana doğru eğik olan -
19 şaka
zarafat; şaka bir yana – zarafat bir yanazarafat -
20 bırakmak
bırakmak lassen; loslassen; gehen lassen; Angelegenheit dabei belassen; Bart wachsen lassen; Frau sich scheiden lassen von; Gewinn abwerfen; z.B. Kinder verlassen; Schüler sitzenbleiben lassen; Spur, Vermögen hinterlassen; Tätigkeit aufgeben; Tier freilassen; (unterwegs) sich von jemandem trennen; Politur, Furnier sich ablösen, abblättern; (-i –e) jemandem etwas überlassen; Sache, Person jemandem anvertrauen; etwas um eine Woche verschieben;b-ni (arabayla) eve usw bırakmak jemanden nach Hause usw begleiten (fahren);-i aç bırakmak jemanden hungern lassen;elden bırakmak aus der Hand legen;içeri bırakmak hineinlassen;b-ne bş-i … liraya bırakmak jemandem etwas für … Lira lassen;sigarayı bırakmak das Rauchen aufgeben;-i bir yana bırakmak beiseite legen; fig absehen von;bırak! gib nichts drauf!; lass (ihn/sie nur machen)!
См. также в других словарях:
bir yana — zf. den başka, sayılmazsa, hariç tutulursa Ondan bizi, Azrail bir yana, kimse vazgeçiremez. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir yana dünya bir yana — (bir şey veya kimse) bir varlığa çok değer verildiğini anlatmak için kullanır Mercan Usta bir yana dünya bir yana. Halikarnas Balıkçısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
yana yana istemek — ısrarla, içtenlikle dilemek Bir babam olduğunu, nasıl yana yana istediğini size anlatamam. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
birəm-birəm — bax birər birər. Pəncərədən o yana birəm birəm qar gəlir. R. R … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
yaña — herhangi bir ırmağın, bir yanı, geçesi. II I, 369 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
dört bir taraf (veya yan) — her yan, bütün çevre Oğulları babasını iyileştirmek için dört bir yana koşuşurdu. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir o yana, bir bu yana — rastgele, birçok yere, çeşitli yönlere … Çağatay Osmanlı Sözlük
yan-yana — z. Yanaşı olaraq, bir birinin yanında, bir birinin yanınca. Yan yana oturmaq. Yan yana durmaq. Yan yana qoymaq. – Düzülmüş yan yana daşlı təpələr; Qurulmuş keçilməz təbii səngər. . H. K. S.. Cəfər: – İki dənə yan yana nömrə verin, – dedi. Ç … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
ibre birinden yana dönmek — herhangi bir konuda birisi avantajlı duruma geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ZEVG — Bir şeyi bir tarafa eğme, bir yana meyillendirme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük